Bizim hikaye Ağustos 2015’te bebek yapmaya karar vererek başladı. Küçük bir araştırmadan sonra British Kıbrıs Tüp Bebek Merkezi’ne başvurduk. Bu ana kadar özellikle ne doktor seçiminde bulunduk ne de özel bir talebimiz oldu. Danışmada bizi güler yüzleriyle karşılayan hasta ilişkileri birimi sonradan çok seveceğimiz doktorumuza yönlendirdiler. Bizim tek gayemiz anne-baba olabilmekti. Endişe ve korkularımızı doktorumuza anlattık. O anda doktorum tüm sükuneti ve cana yakınlığından bu sürecin gerçekten olumlu geçeceğini anlamıştım. Daha sonra hepinizin çok iyi bildiği rutin tüp bebek tedavi süreci başladı. Testler, muayeneler, ilaçlar, yumurta toplama derken transfer günüm geldi çattı. O zamana kadar sakinliğini koruyan ben heyecandan öleceğimi sandım. Neyse ki bu süreç testin pozitif çıkmasıyla, benim merkezdeki herkesi kucaklamamla son buldu. Şu an içimde büyüyen bebeğime alışmaya çalışıyorum. Her şey çok hızlı geçiyor sanki. Bu anın tadını çıkarmak, her anımı not etmek bana inanılmaz keyif veriyor. Umarım kucağıma aldığımda da bir şeyler paylaşabilirim. Bu süreçte benim de size naçizane önerebileceğim bazı önemli noktalar var. Tüm tedaviniz boyunca her şeye karşı pozitif olmakta yarar var. Şartlar ne olursa olsun iyiyi düşünün. Eşinizin ve çevrenizin desteğini her zaman hissedin. Etrafınızdaki olumsuzluklara kulaklarınızı tıkayın ve hiç duymayın. İnanın, ekip sizi o kadar iyi takip ediyor ki sizden istenenleri yapmanız yeterli oluyor. Bu arada rahat olmanın ve her türlü sonucu baştan kabullenmenin de sonucu iyi yönde etkilediği kanaatindeyim. Kısacası her şey sizde bitiyor.

Benim bu deneyimimde yanımda olan, uzaktan da olsa sürekli varlığını hissettiren sevgili eşim iyi ki varsın. Başta deneyimli, profesyonel, candan ve çok samimi bulduğumuz kıymetli doktorumuza, her defasında bize sonuna kadar destek olan değerli hemşirelerimize, tüm ilişkileri güler yüzle ve içtenlikle yürüten tüm ekibe teşekkürlerimizi sunarım. İyi ki varsınız…